Penceresinden
baktığımız
zaman bizim hücrenin
Aşağıda harıl harıl çalışan
insanlar görüyoruz
Uzun kollu dev kaldıraçlar, vinçler,
tonlarla beton ve demir
Bütün
gün kulağımızda makina uğultuları
Onlar yeni hapishaneler inşa edecekler diye
Biz beyinsel işkence çekiyoruz.
Daha ilerde binaların damları üzerinden
Peri padiğahının sarayını
andıran
Ünlü Rathausun görkemli kuleleri görünüyor.
Daha önce bir tablomda kullanmak için
Bu kulelere her açıdan bakmıştım.
Fakat günün birinde, onlara
Bir hücre parmaklığı arkasından
da bakacağımı
Doğrusu hiç aklımdan geçirmemiştim.
Masallar bazen yaşantımıza öyla yakın
ki
Bu kuleler beni hep bir masal alemine çekiyor.
Orada büyük bir kırallık, şövaliyeler
Kıralın biricik kızı ve etrafında
dönen
Periler düşünüyorum.
Peri
padişahının kızına bir mektup
yazasım geliyor.
-II-
Bu
sabah uyandığımda, erkenden
Gözlerimi tavana dikmiş bakıyordum.
Hiç ummadığım bie şey oldu
Beyaz bir güvercin açik penceremden uçup
Yatağımın üzerine kondu.
Ekmek yedi elimden , avucumdan su içti
Göğsüme kondu, gagalarıyla ellerime dokundu
Bana bir arkadaştan iyi arkadaşlık
etti.
-III-
Geç
vakit artık gardiyanlar girip çıkınca
Sevgili arkadaşım da terketti hücremi .
O, diyorum kendi kendime
Peri padişahının kızı olamazmıydı?
Derdimi anlamış gelmiş almalı
Sabrinayı ona şikayet ettim
Aşkta fesatlık olmaz dedi
Onu lanetledi.
Yargıçlar, dedi, isterse seni yargılasınlar
Onun her dediğine inansınlar
Sen bizim kırallığımızın
misafirisin
Bu gün yahut yarın, ne zaman istersen
Bana gel, yahut ben sana gelirim dilersen. "
Gönlüm rahatladı biraz, pek mutlu oldum
Minnet dolu bir tebessümle ondan bir ricada bulundum:
Bana Diloşumu, yavrumu getirebilirmisin,
dedim
Ve de onun sevgili Anneciğini ?.."
Bu isteğim galiba ona pek zor gibi geldi
Hiç bir şey diyemeden kayboluverdi...
20/6/1982
Polis
hapishanesi-Viyana
(Bu şiiri sabah erkenden odama gelip
yatağımın üzerine konan beyaz bir
güvercinden
esinlenerek yazdım.)
|
1.ci
sayfaya dönmek için
tıklayın
|